


Hidrokarbonlar
Hidrojen ve karbon olmak üzere iki elementten oluşan organik bir bileşiktir. Petrol bileşiminin büyük bir kısmı değişen uzunluklardaki hidrokarbonlardan oluşur.
En küçük hidrokarbon metan, tek bir karbon atomu ve dört hidrojen atomundan oluşur. Bununla birlikte, hidrokarbonlar, zincirler, daireler ve diğer karmaşık şekiller dahil olmak üzere birçok yönden birbirine bağlanmış yüzlerce veya binlerce bireysel atomdan oluşabilir.
Hidrokarbonların özelliklerini sınıflandırmak için birkaç temel türe ayrılırlar.
Alkanlar: Bunlar doymuş hidrokarbonlar olarak adlandırılır. Yani sadece tüm karbon atomları arasında tek bağlar içerirler. Alkanlar, petrol yakıtlarının temelidir ve doğrusal ve dallı formlarda bulunurlar.
Doymamış Hidrokarbonlar: Karbon atomları arasında bir veya daha fazla çift bağa sahip olan hidrokarbonlara alken denir.
Sikloalkanlar: Bir veya daha fazla halka yapısı içeren herhangi bir hidrokarbon.
Aromatik Hidrokarbonlar: Areneler olarak da adlandırılan aromatik hidrokarbonlar, karbon atomlarının birbirini izleyen çift ve tek bağlarla bağlandığı benzersiz bir karbon molekülleri sınıfıdır. Bu molekül sınıfı, karbon atomları arasındaki bağların tek ve çift bağlar arasında bir ara bağ olduğu özel halka yapılarına sahiptir.
Bu sınıftaki moleküller, endüstriyel çözücü «benzen» içerir.
Benzen (C6H6): Diğer hidrokarbonlar gibi benzen de petrolün doğal bir bileşenidir. Oda sıcaklığında renksiz, yanıcı, tatlı kokulu bir sıvıdır ve yüksek oktan sayısına sahip olduğu için çoğu benzin karışımının bir bileşenidir.
Benzen de oldukça kanserojendir ve kemik iliği yetmezliği ve kemik kanserine neden olduğu iyi bilinmektedir. Elbette, “hoş aroması” nedeniyle tıraş sonrası ve diğer kozmetiklerde bir katkı maddesi olarak kullanıldığında kanserojenliği iyi bilinmemektedir.
En büyük benzen kullanımı (% 50), stiren ve polistren plastiklerinin ürünüdür. Ayrıca Naylon üretiminde önemli olan sikloheksan olarak bilinen bir moleküle dönüştürülür. Siklohekzan üretmek için benzenin yaklaşık% 15'i kullanılır. Böcek ilaçlarından kauçuğa kadar her şeyde daha küçük miktarlar kullanılır.
Benzen yapısı iki şekilde çizilebilir. İlkinde, çift bağ karakteri açıkça çizilir. Kısa elli versiyonda, yapıyı göstermek için halkanın içine bir daire çizilir. Benzen içindeki her bir karbon atomuna bağlı tek bir hidrojen vardır.
Aşağıdaki I. ve II. çizimleri eştir. Pratikte III. çizim kullanılır.
Benzen, renksiz, alevlenebilen, kaynama noktası 80,1 °C, erime noktası 5,5 °C olan bir sıvıdır.
Binükleer Aromatik Hidrokarbonlar: Molekülünde iki benzen halkası içeren bileşiklerdir.
Hidrokarbonlar
Hidrojen ve karbon olmak üzere iki elementten oluşan organik bir bileşiktir. Petrol bileşiminin büyük bir kısmı değişen uzunluklardaki hidrokarbonlardan oluşur.
En küçük hidrokarbon metan, tek bir karbon atomu ve dört hidrojen atomundan oluşur. Bununla birlikte, hidrokarbonlar, zincirler, daireler ve diğer karmaşık şekiller dahil olmak üzere birçok yönden birbirine bağlanmış yüzlerce veya binlerce bireysel atomdan oluşabilir.
Hidrokarbonların özelliklerini sınıflandırmak için birkaç temel türe ayrılırlar.
Alkanlar: Bunlar doymuş hidrokarbonlar olarak adlandırılır. Yani sadece tüm karbon atomları arasında tek bağlar içerirler. Alkanlar, petrol yakıtlarının temelidir ve doğrusal ve dallı formlarda bulunurlar.
Doymamış Hidrokarbonlar: Karbon atomları arasında bir veya daha fazla çift bağa sahip olan hidrokarbonlara alken denir.
Sikloalkanlar: Bir veya daha fazla halka yapısı içeren herhangi bir hidrokarbon.
Aromatik Hidrokarbonlar: Areneler olarak da adlandırılan aromatik hidrokarbonlar, karbon atomlarının birbirini izleyen çift ve tek bağlarla bağlandığı benzersiz bir karbon molekülleri sınıfıdır. Bu molekül sınıfı, karbon atomları arasındaki bağların tek ve çift bağlar arasında bir ara bağ olduğu özel halka yapılarına sahiptir.
Bu sınıftaki moleküller, endüstriyel çözücü «benzen» içerir.
Benzen (C6H6): Diğer hidrokarbonlar gibi benzen de petrolün doğal bir bileşenidir. Oda sıcaklığında renksiz, yanıcı, tatlı kokulu bir sıvıdır ve yüksek oktan sayısına sahip olduğu için çoğu benzin karışımının bir bileşenidir.
Benzen de oldukça kanserojendir ve kemik iliği yetmezliği ve kemik kanserine neden olduğu iyi bilinmektedir. Elbette, “hoş aroması” nedeniyle tıraş sonrası ve diğer kozmetiklerde bir katkı maddesi olarak kullanıldığında kanserojenliği iyi bilinmemektedir.
En büyük benzen kullanımı (% 50), stiren ve polistren plastiklerinin ürünüdür. Ayrıca Naylon üretiminde önemli olan sikloheksan olarak bilinen bir moleküle dönüştürülür. Siklohekzan üretmek için benzenin yaklaşık% 15'i kullanılır. Böcek ilaçlarından kauçuğa kadar her şeyde daha küçük miktarlar kullanılır.
Benzen yapısı iki şekilde çizilebilir. İlkinde, çift bağ karakteri açıkça çizilir. Kısa elli versiyonda, yapıyı göstermek için halkanın içine bir daire çizilir. Benzen içindeki her bir karbon atomuna bağlı tek bir hidrojen vardır.
Aşağıdaki I. ve II. çizimleri eştir. Pratikte III. çizim kullanılır.
Benzen, renksiz, alevlenebilen, kaynama noktası 80,1 °C, erime noktası 5,5 °C olan bir sıvıdır.
Binükleer Aromatik Hidrokarbonlar: Molekülünde iki benzen halkası içeren bileşiklerdir.
Hakkında
Kyäni, faydalı bileşenlerden oluşan besin takviyesi ürünlerini; benzersiz iş fırsatıyla birlikte dünya çapında 50'den fazla ülkeye ulaştırmaktadır. İdeal sağlığımızı korumak için günlük olarak Kyäni ürünlerini kullanırız, bu ürünleri başkalarıyla paylaşırız, işimizi inşa etmek ve sürdürmek için neredeyse her gün belirli bir saatimizi işe adarız ve başkalarını da Kyäni fırsatına dahil ederek veya Potato Pak ve Caring Hands programlarına katkı sağlayarak başarımızı başkalarıyla paylaşırız.
Hakkında
Kyäni, faydalı bileşenlerden oluşan besin takviyesi ürünlerini; benzersiz iş fırsatıyla birlikte dünya çapında 50'den fazla ülkeye ulaştırmaktadır. İdeal sağlığımızı korumak için günlük olarak Kyäni ürünlerini kullanırız, bu ürünleri başkalarıyla paylaşırız, işimizi inşa etmek ve sürdürmek için neredeyse her gün belirli bir saatimizi işe adarız ve başkalarını da Kyäni fırsatına dahil ederek veya Potato Pak ve Caring Hands programlarına katkı sağlayarak başarımızı başkalarıyla paylaşırız.
Sayfa Yapım Aşamasındadır.
Sayfa Yapım Aşamasındadır.
Eğitim / Bilgi / Çözüm Platformu
Hammaddelerde Uyumluluk
Ürün işlemede uygun ürüne uygun hammadde seçimi esastır. İşleme için uygun ham maddeyi kullanıp kullanmadığınızı kontrol ediniz.
Ürün özelliklerine etki eden faktörlerden biri katkı maddeleridir. Bu maddeler ürünün renk, işleme kolaylığı, UV dayanımı, işleme kolaylığı vb. özelliklerine etki etmektedir. İşleme sırasında bu özelliklere uymayan ürün özellikleri ile karşılaşmanız durumunda karışımla ilgili birimi haberdar ederek sorunun giderilmesini sağlayınız.
Bazı ham maddelerin işlenebilmesi için hammaddenin işlemeye uygun fiziksel yapıya sahip olması gerekir. Hammaddenin bu yapısı, hammaddenin vida içindeki hareketine dolayısı ile homojenliğine ve plastikasyonuna etki etmektedir. Bazı plastik karışımlar toz, bazıları granül veya kırık olarak işlenebilmektedir. Kullandığınız hammaddenin yapısını işlemeye uygun olarak seçiniz.
Hammadde hazırlanması sırasında ham maddenin içerisine daha önce hazırlanmış farklı özellikteki hammaddeler veya yapısını hiç bilmediğimiz yabancı maddeler karışabilmektedir. Bu durum genellikle daha önce işlenmiş ham maddelerin kırılması sırasında kırıcıda farklı malzemelerin birbirine karışması şeklinde olmaktadır. Bu durumun olmaması için malzeme karışımı yapılan makine ve ortamların yabancı malzemelerden arındırılmış ve temizlenmiş olmasına dikkat ediniz. İstenen özellikte ürün elde etmek için hammadde ve katkı maddelerinin karışımında homojen bir yapının elde edilmesi gerekir. Karışım hazırlarken hammadde ve katkı maddelerinin iyice karışmasına ve homojen bir yapı elde edilmesine dikkat ediniz. Hammaddenin nemli olması ürünün işlenmesini olumsuz olarak etkileyen önemli faktörlerdendir.
Hammadde işlemeden önce kurutma işlemine tabi tutulmalıdır.
Hammaddelerin ısıl, mekanik, fiziksel gibi teknik değerleri, aynı hammadde cinsi içindeki farklı batchlerde farklılıklar gösterebilir.
Örneğin Petkim G 03-5 bir LDPE'dir. Bu hammaddenin çalışma ve MFI değerleri ile aynı türün bir başka batchi olan G 03-21T nin değerleri farklılık taşır.
Uyumluluk tablolardaki değerler, ortalama değerler aralığını içermektedir. Buna bağlı olarak hammadde uyumluluklarında batchler arası farklılıklar görülebilir. Kullanılan bir hammaddenin muadili veya uyumlu olabilecek hammadde değerlendirmesi yapılırken dikkat edilecek en önemli hususlar aynı polimerik sınıfta olup olmadığının kontrolü ile başlar. Proses ısılarının uygun olup olmadığı değerlendirilir.
Bu ön kontrollerden sonra değerlendirilecek öncelikli kriter MFI değerinin uygunluğudur. Daha detay karşılaştırmalar için yumuşama ısı değerleri, yoğunlukları eşleştirilmelidir. Unutulmamalıdır ki; bir hammaddenin en uygunu yine kendisidir ki kendi arasındaki lot farklılıkları dahi bire bir eşleşmelerde aynı uyumluluk sonucunu vermeyebilir.
Karar kılınan uyumluluklar, pratikte bariz farkedilir sorunların tespitine yönelik yok denecek kadar düşüklük içerir. Hammaddelerin bozunma değerleri, sürtünmeye karşı dirençleri, mukavemet karşısındaki direnç değerleri gibi birçok özelliğinin belirlenmesi için kalite kontrol süreçleri mevcuttur.
Hammaddelere Uygulanan Test Standartları
Termoplastik hammadde ve ürün kalite kontrollerinde uygulanan standartlardan bazıları şunlardır:
Melt Flow Index (MFI) (Eriyik Akış Endeksi):
(ISO 1133) Malzemenin işlenmeden önce sıcaklık karşısındaki davranışının incelenmesi amacı ile yapılır. Test sonucu çıkan parça tartılarak gr/10 dk birim sonucu elde edilir. Eriyik akış endeksi olarak karşımıza çıkan bu ölçüt kriteri, polimerik malzeme hazırlığında dikkate alınacak en temel değerlerden biridir. Termoplastiklerin kalite kontrolü için plastik endüstrisinde sıklıkla kullanılan bir ölçüm-kontrol uygulama ve değeridir.
Yaklaşık 5 gramlık küçük bir numune, erime veya yumuşama noktasının üzerinde ısıtılır ve genellikle 2.16 kg veya 5 kg olan belirli bir ağırlıkla hareket ettirilen bir piston kullanılarak ince bir kanalın içinden akmaya zorlanır.
10 dakika içinde kapiler içinden akan gram cinsinden eriyiğin ağırlığı, eriyik akış endeksidir. MFI testi ile hammaddenin proseste göstereceği davranış simule edilmiş olur ve uygunluğu veya uygunsuzluğu önceden belirlenir.
Bütün Termoplastikler Makromoleküler polimer malzemelerdir.
Mer latince de ünite demektir. Polimer ise çok üniteli demektir. Polimerler, Monomer (tekli ünitelerden) oluşur. Monomer sayısı arttıkça Müleküler ağırlık artar.
Molekülür ağırlık arttıkça:
Mekanik değerler artar.Akışkanlık azalır. (Yani viskozite - akmaya karşı gösterilen direnç - artar)
Eriyik halindeki termoplastiğin belirli bir sıcaklıkta ve yük altında belirli bir zaman dilimi içinde akma miktarı . (gram / 10 dakika)
MFI arttıkça:
Viskozite azalır. Mekanik değerler düşer. Genellikle Yüksek MFI malzemeler Enjeksiyonda, düşük MFI malzemeler ekstruzyonda kullanılır.

Renk Ölçümü ve Işık Haslığı
(l.a.b.) Termoplastik elastomerler için renkölçer cihazlar ile bu değerler ölçülür, renkler arası karşılaştırmalar yapılır.
(l) değeri: açıklık ve koyuluğu
(a) değeri: kırmızılık (+) ve yeşilliği (-)
(b) değeri: sarılık (+) ve maviliği (-) verir.
Işık haslığı veya ışığa karşı renk haslığı testleri, basılı veya pigmentli tekstil ürünlerinin güneş ışığına veya yapay bir ışık kaynağına maruz kalması yüzünden solmaya veya renk değişikliğine karşı direncini tespit etmek için yapılmaktadır.
Baskının ışık haslığı, ağırlıklı olarak kullanılan pigment türüne bağlıdır. Afişler ve kompost ambalajlar gibi yüksek güneş ışığına maruz kalan baskılar, yüksek derecede ışığa dayanıklılık gerektirmektedir.
Gelişmiş laboratuvarlarda genel olarak, bir ksenon ark lambası kaynağı ve bir test cihazı kullanarak kağıdın, baskının ve pigmentli plastiklerin baskı solmasına ve ışığa karşı dayanıklılık testleri yapılmaktadır. Işık haslığı testleri, güneş ışığını diğer yapay ışık kaynaklarına göre daha yakından simüle eden filtrelenmiş ksenon ark lambaları kullanılarak yapılmaktadır. Bunlar, güneş ışığının görünür dalga boylarına duyarlı pigmentler, boyalar ve mürekkeplerin, hızlandırılmış ışık yaşlanmasını değerlendirmek için en iyi uygun araçlardır. Uygun filtreler takılarak, doğrudan güneş ışığı aydınlatma koşulları yeniden laboratuvar ortamında yaratılmaktadır.
Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO), ışık haslığı testlerinde uygulanması gereken ISO 105-B02 ve ISO 105-B06 standartlarını yayınlamış ve bir test yöntemi açıklamıştır. Bu standartllar ülkemizde de Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından şu başlıklarla yayınlanmıştır:
-
TS EN ISO 105-B02 Tekstil - Renk haslığı deneyleri - Bölüm B02: Yapay ışığa karşı renk haslığının tayini - Ksenon ark soldurma lambası deneyi
-
TS EN ISO 105-B06 Tekstil - Renk haslığı deneyleri - Bölüm B06: Yüksek sıcaklıkta yapay ışıkla yaşlandırma ve renk haslığı - Ksenon ark lambası ile soldurma deneyi.
Renk Stabilitesi Testleri:
Bir lambanın renk özellikleri, tutarlı renk sıcaklıkları ile üretilmiş olsalar bile, bu lambaların ömrü boyunca zaman içinde değişebilir. Renk stabilitesi veya renk kararlılığı, bir ışık kaynağının zaman içinde renk özelliklerini sürdürme yeteneği olarak açıklanmaktadır. Aydınlatma renk özelliklerinin değişmesi, zamanla renk kayması görülmesi, bir arıza olarak kabul edilmektedir. Renk kayması veya değişimi, bir ışık kaynağının spektral çıktısında önemli bir değişiklik olması durumudur. Bu durum renk sıcaklığı ve renk oluşturma özelliklerinde bir değişikliğe neden olmaktadır. Renk değişimi, çalışma koşulları yüzünden veya paketlemedeki fiziksel değişikliklerin bir sonucu olarak kalıcı olabilir. Kalıcı ve belirgin bir renk kayması durumunda, yani renk stabilitesinin bozulması durumunda, üretici firma tarafından garanti edilen şartnamelere artık uyulmamış olduğu için, bu durum bir hata olarak kabul edilmektedir.
Renk stabilitesi, uygulamanın yerine ve şekline göre değişmektedir. Örneğin bir müze veya sergi salonu aydınlatmasında son derece önemliyken, bir sokak aydınlatmasında belli ölçüde kabul edilebilir. Renk dengesi, bir hastanede veya gıda üretimi yapan bir tesiste de son derece önemlidir.
Renk stabilitesini bozan başlıca nedenler, ambalaj malzemeleri, armatür yapısı ve uygulama hatalarıdır. Armatürlerin paketlenmesinde kullanılan ambalaj malzemeleri ve bunların üretim yöntemleri, zaman içinde renk stabilitesine zarar vermektedir. Aynı şekilde, armatürleri monte etmek için kullanılan silikonlar veya plastikler de ürünün renk değişimini etkilemektedir. Ayrıca armatürün kullanıldığı ortam da renk stabilitesi üzerinde etkilidir.
Parlaklık Ölçümü:
(ASTM D 523) Amaç termoplastik elastomerlerin yüzey parlaklığı ölçümüdür. Parlaklık, bir malzemenin kırılma indisine dayanarak belirlenen bir açıda ne kadar yansıtıcı olduğunu ifade eden bir ölçüdür. Bu ölçümleri yapmak için özel bir cihaz kullanılmaktadır. Parlaklık ölçer cihazı, test yüzeyine belli bir açıda bir akkor ışık gönderir ve bu ışığın yansımasını bir alıcı ile ölçer. Bu testlerde standart olarak, kırılma indeksi 1.567 olan cilalı siyah bir cam kullanılır. Bu cam tam parlaklık verir. Parlak okumalar sadece benzer malzemeler ve test prosedürleri arasında karşılaştırılabilir. Örneğin, saydam ve opak malzemeler için parlaklık değerleri karşılaştırılmaz. Parlaklık değeri, pürüzsüzlük ve düzlük ile değişir.
Yüksek parlaklıktaki filmleri değerlendirmek için 20 derece izleme açısı, orta parlaklıktaki filmler için 45 derece bir açı ve düşük parlaklıktaki filmler için 60 veya daha fazla bir açı kullanılır.
Bu test ve analizlerde başlıca şu standartlar dikkate alınmaktadır:
-
TS EN ISO 2813 Boyalar ve vernikler - Metalik olmayan boya filmlerinin 20, 60 ve 85 açılarda parlaklık tayini
-
ASTM D523-14 (2018) Speküler parlaklık için standart test yöntemi
-
ASTM D2457-03 Plastik filmlerin spesifik parlaklık ve katı plastikler için standart test yöntemi
-
ASTM C346-87 (2018) 45 derece seramik malzemelerin speküler parlaklığı için standart test yöntemi
-
BS 2782-5: Yöntem 520A: 1992 Plastik test yöntemleri - Optik ve renk özellikleri, ayrışma - Speküler parlaklık tayini
Bu standartların hepsi, 20, 45, 60 ve 75 derece opak ve şeffaf plastik filmlerin ve katı plastiklerin parlaklığının ölçülmesine yönelik bir yöntem tarif etmektedir.
Renk Katalog Değerleri ve Karşılıkları :
Bazı renklerin, renk sistem kataloglarındaki karşılıkları (veya en yakın karşılıkları) şu şekildedir.

Viskozluk
Viskozite bir akışkanın, yüzey gerilimi altında deforme olmaya karşı gösterdiği direncin ölçüsüdür. Akışkanın akmaya karşı gösterdiği iç direnç olarak da tanımlanabilir. Süper akışkanlar hariç tüm gerçek akışkanlar yüzey gerilimine karşı direnç gösterirler. Öte yandan, yüzey gerilimine hiç direnç göstermeyen bir akışkan "ideal akışkan" olarak adlandırılır.
Viskozluk Bir maddenin akışını yavaşlatan bir özellik. Sıvı yakıtları, yağlama yağlarını, boyaları ve diğer birçok maddeleri karakterize etmekte kullanılan bir özelliktir. Viskozluğun tersine de akışkanlık denir. Viskozite büyüdükçe akışkanlık azalır.
Viskozluk Bir maddenin akışını yavaşlatan bir özellik. Sıvı yakıtları, yağlama yağlarını, boyaları ve diğer birçok maddeleri karakterize etmekte kullanılan bir özelliktir. Viskozluğun tersine de akışkanlık denir. Viskozite büyüdükçe akışkanlık azalır.
Viskoziteye Sıcaklık Etkisi:
Çoğu sıvıların viskozitesi, artan sıcaklıkla azalır. Boşluk (hole) teorisine göre bir sıvı içerisinde boşluklar bulunmaktadır ve moleküller sürekli boşluklara doğru hareket ederler. Bu olay akışa izin verir fakat bir molekülün bir boşluğa taşınması bir aktivasyon enerjisine ihtiyaç duyduğundan enerji gerektirir. Yüksek sıcaklıklarda aktivasyon enerjisi daha kolay temin edileceğinden sıcaklık yükseldikçe sıvı daha kolay akar.
Viskoziteye Basıncın Etkisi:
Diğer yandan artan basınçla bir sıvının viskozitesi artar çünkü basıncın artırılması sıvı içerisindeki boşluk sayısını azaltır ve bunun sonucu moleküllerin hareketi zorlaşır.
DIN Kap 4/DIN CUP 4:
DIN 4mm Standart ve Daldırma Viskozite Kapları DIN 53211 standardına uygundur ve düşük viskoziteli sıvılar için uygundur. Sabit delik çapı 4 mm. Bu daldırma kapları, en basit viskoz ölçüm metodunda kullanılır.
Ford Kapları/Ford Cups :
ASTM D1200, D333 ve D365 Uluslararası Standartlara uygun olarak tasarlanmıştır. Boya, mürekkep, lake ve diğer sıvıların viskozitesini kolay ölçmek için kullanılır. Sabit delik çapları 2,3,4,5 mm
Zahn Kapları/Zahn Cups:
Boya, Mürekkep, Vernikler, Şurup ve Yağ gibi sıvıların viskozitesini hızla ölçmek için kullanılabilir. ASTM D 816, ASTM D 1084 ve ASM D 4212'ye göre üretilirler.
ISO Akış Kapları/ISO Flow Cups:
Uluslararası Standart ISO 2431, DIN 53224, EN 535; ASTM D5125'e uygundur Boya ve vernikler-Akış kaplarının kullanılması ile akış süresinin belirlenmesi için kullanılır.
Kinematik Viskoz Testi:
Sıvıların veya çözünmüş katıların viskoziteleri ölçülür.
Mooney Viskoz Testi:
(ASTM D 1646) Kauçuğun Mooney viskozite değeri ölçülür.
Kül Tayini
Bir malzemenin doygun olup dolmadığını belirlemek için kül testi yapılmaktadır. Bu test ile, malzemenin toplam dolgu içeriği tanımlanmaktadır. Bu test yapılırken, bilinen bir miktarda numune alınır, tartılır ve kurutulmuş ve önceden tartılmış bir porselen potaya yerleştirilir. Polimer 500 derecenin üzerindeki sıcaklıklarda yakılır ve pota soğuduktan sonra tartılır. Oda sıcaklığına geldikten sonra pota içinde kalan kül kalıntısı oranı yüzde 1’in üzerindeyse dolgu maddesi olarak kabul edilir. Kalıntılar yüzde 1’in altında ise bu durum genel olarak yanmamış katkıların bir sonucudur.
Kül testi sonucu, yüzde kül olarak ifade edilmektedir. Külün cam, mineral ya da her ikisinin bir kombinasyonu olup olmadığını belirlemek için, kül tortusunun büyütülmüş bir optik muayenesi yapılır.
Kül testlerine, kül içeriği analizi de denmektedir ve çeşitli sektörlerde oldukça önemli bir araştırma ve geliştirme unsurudur. Gelişmiş laboratuvarlar, yüksek eğitimli çalışanlar ile, çeşitli endüstri standartları dahil olmak üzere, kül testi ihtiyaçları için birçok farklı prosedür kullanmaktadır.
Polimer ve plastikler için uygulanan termogravimetrik analizler ile, ısıtma veya soğutma ile oluşan ağırlık kaybı ve başka faktörler tespit edilmektedir. Bu kapsamda yüksek uçucu madde oranı, orta uçucu madde oranı, yanıcı malzeme yüzdesi, kül yüzdesi ve oransal olarak bileşim içeriği belirlenmektedir.
Kül testi ve analizlerinde başlıca şu standartlar dikkate alınmaktadır:
-
TS EN ISO 3451 Plastikler - Kül tayini
-
ASTM D2584-18 Sertleşmiş takviyeli reçinelerin ateşleme kaybı için standart test yöntemi
-
ASTM D5630-13 Plastiklerde kül içeriği için standart test yöntemi
pH Ölçümü
pH :
Ürünün asitlik bazlık (alkalinlik) derecesini ifade eden bir ölçü parametresidir.
pH ifadesi “Power of Hydrogen” yani Hidrojenin gücü anlamına gelmektedir.
pH Hidrojen iyonları aktivitesidir.
pH, bir çözeltideki hidronyum iyonlarının derişimini gösteren logaritmik ölçümdür.
pH, sulu çözeltilerdeki H+ veya OH- konsantrasyonlarının logaritmik olarak ifadesidir.
pH teriminde p; eksi logaritmanın matematiksel sembolünden, ve H ise Hidrojenin kimyasal formülünden türetilmişlerdir.
Sulu çözeltilerin H+ ve OH– konsantrasyonlarını tek bir cetvelle ifade edebilmek için, H+ iyonu molar konsantrasyonunun eksi logaritması alınır ve buna pH adı verilir.
Eğer H+ derişimi OH– derişiminden fazla ise maddemiz asidik; yani pH değeri 7 den düşüktür. Eğer OH– derişimi H+ derişiminden fazla ise maddemiz bazik; yani pH değeri 7 den büyüktür. Eğer OH– ve H+ iyonlarından eşit miktarlarda mevcut ise, madde 7 pH değerine sahip olmak üzere nötraldir.
pH teriminde p; eksi logaritmanın matematiksel sembolünden ve H ise hidrojenin kimyasal formülünden türetilmişlerdir. pH tanımı, hidrojen konsantrasyonunun eksi logaritması olarak verilebilir:
pH = – log10[H+]
Normal yağmur suyunun, karbonik asit oluşturan çözünmüş CO2 varlığından dolayı 5 ile 6 arasında bir pH değeri vardır .
Asit yağmuru, CO2, SO2, SO3, NO ve NO2 gibi çeşitli ametal oksitlerin suda çözünmesi ve bununla reaksiyona girerek yalnızca karbonik asit değil, sülfürik olması nedeniyle pH'ı 5'ten az olan yağmur suyudur.
pOH :
pH: bir çözeltideki hidronyum iyonlarının konsantrasyonunun logaritmik ölçüsü
pOH: bir çözeltideki hidroksit iyonlarının konsantrasyonunun logaritmik ölçüsü
Bir çözeltinin asitliği tipik olarak deneysel olarak pH ölçümü ile değerlendirilir. Deneysel olarak belirlenen bir pH değerinden kolayca hesaplandığından, bir çözeltinin pOH'si genellikle ölçülmez.
pH ile pOH arasındaki bağıntı şudur:
pH+pOH=14
Termoplastik elastomerlerl temas halindeki sıvıların pH değerlerindeki değişim ölçülür. pH, bir çözeltinin asitlik veya bazlık derecesini tarif eden ölçü birimidir. Açılımı "Power of Hydrogen" (Hidrojenin Gücü)'dir.
Temelde “p” potansiyeli, “H” ise hidrojeni ifade eder. pH, bir solüsyonundaki (su) hidrojen iyonu aktivitesinin ölçümüdür. Bir çözeltisinin, asidik veya alkali olması, H+ iyonunun aktivitesine bağlıdır.
Farklı sulu (su) çözeltilerin pH değerleri bir pH değerlendirme skalasında gösterilebilir. Bir çözeltinin asitliği veya alkali derecesini ölçmek için kullanılan skala, 14 noktalı bir ölçektir. 7 değeri nötr’dür, 7’den düşük bir pH asidiktir, 7’den yüksek bir pH ise alkali ‘dır.
pH bir logaritmik ölçektir. Bu, 7’nin altındaki her bir pH değerinin bir sonraki yüksek değerden on kat daha asidik olduğu anlamına gelir. Aynı şey, 7’nin üzerindeki pH değerleri için de geçerlidir ve her biri bir sonraki düşük değerden on kat daha alkalidir.
Satın aldığımız suların etiketlerinin üzerinde yazan pH değeri, suyun içerisindeki hidrojen miktarını gösterir. İçerisindeki hidrojen miktarı ne kadar yüksekse pH değeri de o kadar yüksek olur. pH değerinin yüksek olması, suyun bazik bir yapıda olmasına da işarettir. Alkali su, pH değeri normal suya göre daha fazla olan ve vücutta fazladan oluşan ya da biriken zararlı asitlerin vücuttan atılma işlemini hızlandıran yüksek pH’lı sudur.
-
Alkali su daha bazik bir yapıya sahip olduğu için vücudumuzdaki toksinlerin nötr hale gelmesini ve atılmasını sağlar. Bu sayede vücudumuzun temizlenmesine yardımcı olur.
-
Vücudumuzdaki diğer zararlı maddelerin dışarıya daha hızlı atılmasına yardımcı olur.
-
Sindirim sistemine destek olarak daha hızlı ve düzenli çalışmasına da yardımcı olur.
-
Vücudumuzun pH dengesinin sağlanmasına da yardımcı olur.
-
Cildimizi besler, yaşlanma belirtilerini azaltır ve cildi güzelleştirir.
-
Hücrelerin daha çabuk yenilenmesine yardımcı olur.
-
pH dengesini sağladığı için vücudun bağışıklık sisteminin daha güçlü olmasına da yardımcı olur.
-
Ödem oluşumunu da engeller. Vücuttan toksinleri atma, ödemi engelleme gibi özellikleri olduğu için zayıflamaya da yardımcı olur.
Unutmayın ki vücudunuzu daha alkali hale getirmek her zaman iyi bir şey değildir. Örneğin, böbrek rahatsızlığı yaşayan kişilerde alkalisudaki mineraller vücutlarında birikmeye başlayabilir.
Ayrıca fazla miktarda alkali su içilmesi vücudun normal pH’ını bozabilir. Bu durum mide bulantısı, kusma, el titreme, kas seğirmesi, yüz, eller veya ayaklarda karıncalanmaya neden olabilecek metabolik alkaloz adı verilen duruma neden olabilir.
Alkali Su Tarifi:
Sağlıklı yaşam için içtiğiniz suların pH dengesini arttırmak artık sizin elinizde. Her sabah 1-2 dakikanızı ayırıp kolayca hazırlayabilirsiniz ;
-
2lt suyun içerisine,
-
2 dilim limon,
-
yarım yeşil elma dilimleri,
-
2 sap maydanoz,
-
2 tane nane,
-
1 adet çubuk tarçın,
-
1 adet salatalık
Sonuç olarak…
Reflü gibi bazı durumlarda alkali suyun sağlığınıza faydalı olduğu doğrudur. Fakat şu an için, alkali su herkes için %100 sağlıklıdır diyemeyiz.
Eğer böbrek probleminiz yoksa ,alkali su içmeyi deneyebilirsiniz.
Unutmamanız gereken en önemli nokta ise ; Alkali ya da normal, nasıl olursa kendinize bir iyilik yapın ve bol su için.

Diğer Testler
Aşınma Testi:
(ISO 4649) Sürtünmeye karşı dayanıklılığın tespiti için uygulanır. Kauçuk, elastomer malzemelerde sıklıkla uygulanır.
Camsı Geçiş Sıcaklıkları Tayini (DSC) :
(ISO 11357-1/3) Diferansiyel Taramalı Kalorimetre araçlarıyla kristal veya yarı kristal yapıdaki polimerlerin erime ve kristalleşme sıcaklıklarını ve entalpilerini belirlenmektedir. ISO 11357-1/2 standart normlarıyla amorf veya yarı kristal yapıdaki polimerlerin camsı geçiş sıcaklıkları (Tg) belirlenir. (Ayrıca Bak >>>)
Deformasyon Testi:
(ASTM D 395) Farklı süre ve sıcaklıklarda termoplastik elastomer malzemeye uygulanan bir kuvvet sonrasında, malzemenin elastik özelliklerini koruma yeteneği ölçülmektedir. Malzemede oluşan kalıcı deformasyon belirli sıcaklıkta ve sürede uygulanan basınçtan sonra ölçülür.
Diferansiyel Tarama Kalorimetrisi (DSC) :
Analiz edilen malzemenin her bir malzemeye özel ısıtılması sırasında üretilen termal geçişleri elde etmemizi sağlayan ve FTIR ile elde edilene ek bilgiler sağlayan ve böylece polimerik bir malzemenin kimliğini tamamlayan termal analiz tekniği.
Dinamik Mekanik Analizi (DMA):
(ASTM D7028 - 07) Dinamik, Mekanik Analiz malzeme üzerine belirlenen frekansta artan, azalan yük uygulanarak viskoelastik özellikleri ölçülür.
Eğilme Sıcaklığı Tayini (HDT):
(ISO 75) Yük Altında Eğilme Sıcaklığının Tayini testidir ve bu test prizma şeklindeki bir numuneye sabit sıcaklık artışında eğme kuvveti uygulanması biçiminde gerçekleştirilmektedir. Yük Altında Eğilme Sıcaklığı, numunenin normda belirtilen eğilme
Homojenlik Testi:
(ISO 13949) Malzemenin yapısındaki homojen pigment, katkı vs. dağılımının ve olası boşlukların incelenmesi amacı ile yapılır. 10-15 mic. kesitli parça mikroskop altında incelenir. Malzemenin özgün halinde meydana gelen sapmalar tespit edilir.
İç Basınca Direncin Tayini:
(ISO 1167) boru ek parçalarının ve boruların zaman içinde basınç karşısındaki davranışlarının kısaltılmış ortam şartlarında incelendiği test yöntemidir. Boru ve ek parçalarına yüksek basınç şartları uygulanarak 50 yıllık bir sürede borudaki değişimler izlenir.
İklimlendirme Testi:
(ISO4582) Güneş ışığı, yağmur, nem, çiyin gibi çevre koşullarında malzemenin uzun süre kalması durumları için oluşturulan simülasyonla renk değişimi ve/veya çatlama/çizilme gibi diğer yüzey değişimleri analiz edilir.
Genel olarak hem soğutma sistemleri hem de iklimlendirme sistemlerinin çalışma ilkeleri birbirine benzer. Ancak bu iki sistem arasında, örneğin bileşenler, tasarım yöntemleri, kuruldukları ticari veya endüstriyel yapılar ve operasyonları açısından önemli farklılıklar bulunmaktadır. İklimlendirme sistemleri, iç ortamlarda belli sıcaklık, bağıl nem ve hava kalitesi koşullarını oluşturmak ve korumak için kullanılan sistemlerdir. Amaç sadece ortamın havasını soğutmak değildir. İklimlendirme sistemleri, genel olarak kişisel rahatlık seviyesini korumak için kurulmaktadır.
Çeşitli sektörlerde, belli çevresel koşullarda çalışması gereken makina ve ekipmanların doğru çalışmasını sağlamak ve atılması gereken önemli miktarda ısı üreten belli endüstriyel işlemleri yapmak için iklimlendirme sistemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu sistemler dış iklim koşullarından bağımsız olarak etkili olmalı ve şu dört temel değişken üzerinde kontrol içermelidir: hava sıcaklığı, nem, hareket ve kalite.
Endüstriyel ve kişisel konfor uygulamaları arasında her zaman bir fark bulunmaktadır. Endüstriyel iklimlendirme genel olarak sıcaklık ve nem kontrolü bakımından daha fazla hassasiyet gerektirir. Bazı uygulamalarda ayrıca yüksek derecede filtreleme ve kirletici maddelerin uzaklaştırılması gerekir. Öte yandan, kişisel sıcaklık ve nem gereksinimlerini karşılama ihtiyacı yanı sıra, insanların psikofizyolojik durumları için ideal hava koşulları oluşturmak önemlidir.
İklimlendirme sistemlerinin altında yatan temel işlem, iç ve dış ortamlar ve klimalı alandaki insanlar arasında ısı ve su buharı değişimidir. Bu sistemlerin gücü kullanım amacına göre farklıdır. Genel olarak havanın veya suyun soğutulması, ısıtılması, havadaki nemin alınması, havanın nemlendirmesi, ortam havasını filtreleme, iç ve hava havanın karıştırılması ve havalandırma amaçlı kullanılmaktadır.
İzot Darbe Testi:
(ASTM D 256) Malzemenin darbeye karşı dayanıklılığı ölçülür. Malzemenin çatlaması ve kırılması için gerekli kinetik enerji hesaplanır.
Karbon Siyahı Tayini:
(ISO 6964) Malzemenin UV ışınlara mukavemetinin sağlanması için yapısında bulunan karbon miktarının % olarak tespit edilmesi amacı ile yapılır. 1 gr malzemenin 550°C’de 45 dakika süre ile bir azot gazı akışı altında ayrıştırma ve 900°’de yakarak toz durumuna getirme sürecini kapsar. Süreç öncesi ve sonrası kütle farkından karbon siyanı miktarı hesaplanır.
Pigment veya Karbon Siyahının Dağılım Derecesinin Değerlendirilmesi de, (ISO 18553) standardı ile yapılır. Malzemenin yapısındaki homojen pigment dağılımının ve olası boşlukların incelenmesi amacı ile yapılır. 10-15 mikron kalınlığında alınan mikrotom kesit mikroskop altında incelenir.
Kılcal Rotasyonel Reometri :
Polimerik malzemelerin reolojik özelliklerini, sürünme ve deformasyon dirençlerinin ölçülerek belirlenmesi. Bu malzemelerin reolojik analizi, işlenebilirlik hakkında da bize önemli bilgiler sağlar.
Kızılötesi Spektroskopi Analizi (FTIR):
(ASTM E 1252) FTIR- Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopisi cihazı ile polimerlerin yapıları ve işlevsel grupları tanımlanır. Herhangi bir plastik malzemenin baz polimeri ve ayrıca malzemede bulunan diğer bileşenler hakkında bilgi veren her malzemeye özgü bir parmak izi spektrumunun elde edilmesini sağlar ( mineral dolgu maddeleri, kopolimerler, polimer karışımları vb.)
Koku Testi:
(VDA 270) Ocak ve beher tüpler içinde termoplastik elastomerler koku sınıflarına göre derecelendirilirler.
Kopma Mukavemeti:
(ISO 527) Malzemenin kuvvet karşısında davranışı incelenir. Kopma mukavemeti ve elastiklik modülü belirlenir. Aynı standart içinde kopma uzama testi de gerçekleşir ve malzemenin kopma anındaki uzama değeri % olarak tespit edilir.
Kromatografi (LC-PDA, LC-MS, LC-LS, GC-MS, GC-FID, HS-GC):
Kromatografik analizler sayesinde UV stabilizatörleri, antioksidanlar, plastikleştiriciler gibi plastik malzemelerin ve artık monomerler, mürekkep veya yapıştırıcılardan kalan solventler, bozunma maddeleri vb. küçük bileşenlerinin ölçümü.
Nem Tayini:
Termoplastik elastormerlerin nemi, kantitatif olarak ağırlık kaybının ölçülmesi ile bulunur.
Oksijen İdüksiyon Süre Tayini (OIT) :
(ISO 11357-6) Malzemenin belirli bir sıcaklıkta, oksijen veya hava içinde ve atmosferik basınçta ekzotermik oksidasyonunun başlangıcına kadar geçen sürenin tespiti için uygulanır. Oksijen İndüksiyon Süresi olarak malzemenin oksitlenmeyle bozunmasının bağıl değeri bulunur.
Optik Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM):
Çok katmanlı malzemelerdeki katmanların sayısı ve kalınlığı, polimerik matristeki pigment veya dolgu parçacıklarının dağılım boyutu, kaplama kusurları, bileşenler arasındaki fazlar arası morfoloji vb. ile ilgili olarak analiz edilen malzemelerin yapısı hakkında bilgi sağlar.
Reolojik Özellik Tespiti:
(ISO 11443) plastik işlemede ortaya çıkanlara yaklaşan oranlarda ve sıcaklıklarda kesme gerilmelerine maruz kalan plastik eritenlerin akışkanlığını belirleme yöntemlerini belirtir. Plastik eriyiklerinin bu yöntemlere uygun olarak test edilmesi gereklidir, çünkü plastik eriyiklerinin akışkanlığı genellikle sadece sıcaklığa değil, aynı zamanda diğer parametrelere, özellikle kesme hızına ve kesme gerilmesine de bağlıdır. Kalıp girişindeki uzamsal etkilerin, kalıp çıkışında neden olduğu ekstrüdat şişmesini değerlendirmek için yapılır.
Sertlik Tespiti:
(ISO 2039-2) Shore değeri, sivri uçlu yayın uygulanan basınçla malzeme üzerine ne kadar nüfuz ettiği ile tespitidir.
Shore sertlik skalası, Shore-A (yumuşak, elastomer malzemelerden), Shore-D (rijit, sert malzemelere) kadar geniş bir yelpazeye sahiptir. Rockwell, Brinell, Vickers normlarında çok farklı sertlik skalaları vardır.
Sislendirme Testi:
(ISO 6452) Termoplastik elastometrelerin kullanım süresince çevreye salınabilecek uçucu bileşen miktarları tespit edilir.
Soxhlet Ekstraksiyon:
Termoplastik elastomer içerisindeki sıvılar ekstrakte edilir, katı malzeme içinde çözünmüş olan sıvılar kantitatif olarak ölçülür. Soxhlet Ekstraksiyon Mekanizması ile aynı zamanda termoplastik vulkanizatın çapraz bağlanma yüzdesi hesaplanarak, polimer jel içeriği de tespit edilir.
Termo Gravimetri Analizi (TGA):
(ISO 11358-1) Termogravimetrik analiz, polimerin bozunma ısısını ve hızını belirlemekle beraber yapısındaki uçucu, yarı uçucu maddelerin, katkıların ve/veya dolguların miktarlarını belirlemek için yapılır. Bir plastik malzemenin bileşimi hakkında polimer yüzdeleri, diğer organik bileşenler, mineral dolgu maddeleri, karbon siyahı vb. ile ilgili nicel bilgilerle sonuçlanan başka bir termal analiz tekniği.
Tutuşabilirlik Testi:
(UL 94) (EN 45545)
Plastiklerin alevlenebilme özelliğini sınıflandıran çeşitli standartlar vardır. Bu sınıflandırma standartları, UL94 içinde tanımlanan ve uluslararası olarak kabul görmüş olan tutuşabilirlik testi gerçekleştirilir.
Son zamanlarda hem yangın tarzını hem de duman emisyonlarını sınıflandırdığı için EN-45545 sayılı tren yolu araçlarında yangından koruma için yeni koyulan Avrupa standardı da tercih edilmeye başlanmıştır.
Aleve dirençli plastiklerin UL94 uyarınca sınıflandırılması şu kriterlere göre yapılır:
-
UL94-HB plastik (yatay yanma): Termoplastik elastormerlerin tutuşabilirlik performansları yatay alev odası içinde yapılan testle tespit edilir. Numune (tanımlanan boyutta dikdörtgen biçiminde plastik şerit) yatay konumda tutulur ve bir ucundan 30 saniye boyunca doğrudan aleve maruz bırakılır. Ardından alev uzaklaştırılır ve malzemenin HB olarak sınıflandırılabilmesi için tanımlanmış olan yanma hızından daha yavaş yanması gerekir.
-
UL94-V0 plastik (dikey yanma): Numune dikey konumda tutulur ve alt ucundan 10 saniye boyunca doğrudan aleve maruz bırakılır. Tekrar edilen 10 saniye ateşlemenin ardından, alevin uzaklaştırılmasından sonra yanmanın durması için gereken zamanın toplamı alınır. Toplam sönme zamanı 50 saniyenin altındaysa ve herhangi bir alev damlatması olmazsa malzeme UL94 V0 olarak sınıflandırılabilir.
-
UL94-V1 plastik (dikey yanma): Kurulum yukarıda açıklananın aynısıdır. Toplam sönme zamanı 250 saniyenin altındaysa ve herhangi bir alev damlatması olmazsa malzeme UL94 V1 olarak sınıflandırılır.
-
UL94-V2 plastik (dikey yanma): Kurulum yukarıda açıklananın aynısıdır. Toplam sönme zamanı 250 saniyenin altındaysa ve alev damlatması gerçekleşirse malzeme UL94 V2 olarak sınıflandırılır. V2 plastikler, kimyasal yapısı nedeniyle natural, amorf poliamidlerden biridir ve bunun sonucu olarak yüksek derecede transparandır.
UV Yaşlanma Testi:
(ASTM G 154) Hızlandırılmış UV test cihazı ile termoplastik elastomerlerin UV ışığı altındaki değişimleri, hızlandırılmış yaşlandırma yolu ile gözlemlenir.
Vicat Testi:
(ISO 306) Norm ile belirlenmiş bir gerilim ve ısı altında malzemenin özgün halinde meydana gelen sapmalar tespit edilir.
Termoplastik malzemelerin Vicat yumuşama sıcaklığının (VST) belirlenmesi için dört metodu belirtir:
-
10 N'luk bir kuvvet ve 50 ° C / s'lik bir ısıtma oranı kullanılarak Metot A50
-
50 N'lik bir kuvvet ve 50 ° C / s'lik bir ısıtma oranı kullanılarak B50 Yöntemi
-
10 N'lik bir kuvvet ve 120 ° C / s'lik bir ısıtma oranı kullanılarak A120 Yöntemi, B120 Yöntemi,
-
50 N'lik bir kuvvet ve 120 ° C / s'lik bir ısıtma oranı kullanılarak gerçekleştirilir.
Belirtilen yöntemler, sadece termoplastiklerin hızla yumuşamaya başladığı sıcaklığın bir ölçüsünü veren termoplastiklere uygulanabilir.
Yaşlandırma Testi:
(ASTM D 471) Termoplastik elastomerlerin bazı sıvı kimyasallara karşı dayanıklılığı ve bunların malzemeye yaptığı etkiler ölçülür. Tüketici ürünleri, doğal güneş ışığına farklı tepki veren çok sayıda malzeme içermektedir. UV yaşlandırma testi, üreticilerin ürünlerinin farklı ışık maruziyetine, örneğin çatlama, solma ve bozulma gibi maruziyetlere nasıl tepki vereceğini daha iyi anlamalarını sağlamaktadır.
UV yaşlandırma testleri, metalik olmayan malzemelerin ve plastik, boya, kaplama ve kauçuk gibi organik malzemelerin, güneş ışığı, sıcaklık ve diğer iklim koşulları gibi koşullar altında dayanıklılık performansını değerlendirmek için yapılmaktadır. Bu testlerde, güneş ışığı gibi doğal ışık kaynağını ve doğadaki yağmur ve kar hasarı gibi zararları simule etmek ve hızlandırılmış ortam koşullarında renk değişimi ve solma derecesini değerlendirmek için laboratuvar ortamları kullanılmaktadır. Üreticilerin, ürünleri üzerindeki potansiyel olumsuz UV ışınlarının nasıl etki göstereceğini anlamaları için bu testler önemli olmaktadır.
Hızlandırılmış yaşlandırma, ürünlerin ve malzemelerin eskime (yaşlanma) oranını artırmak için güçlendirilmiş olumsuz koşulları kullanan kapsamlı bir test şeklidir. Güçlendirilmiş olumsuz koşullar, doğada güneş, sıcak, soğuk, tuzlu su, titreşimler ve bunlar gibi çevresel koşullardır. Laboratuvar ortamları, hızlandırılmış aşınma ve yıpranmayı simüle etmektedir. Bu testlerden amaçlanan, ürün ve malzemelerin beklenen hizmet ömrünü tahmin etmek veya ortaya çıkabilecek beklenmeyen arızaları önceden görmektir.
Ürünlerin ve malzemelerin hızlandırılmış yaşlanma testleri, test edilen malzeme veya ürünün türüne, kullanım amacına ve malzeme veya ürün kullanılırken mevcut ortam koşullarına bağlı olarak çok farklı şekillerde gerçekleştirilmektedir. Bu teslerde Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından tasarlanan ve ülkemizde de Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından yayınlanan ISO 4892 standart serisi dikkate alınmaktadır.
Yırtılma Testi:
(ASTM D 624) Termoplastik elastomerlerin yırtılmaya karşı dayanıklılıkları ölçülür.
Yoğunluk Testi:
(ISO 1183) Malzemenin birim hacimdeki ağırlığı tespitidir. Tartılan malzeme bir de, yoğunluğu önceden bilinen sıvı içinde tartılarak standartta belirlenen hesaplama yöntemi ile yoğunluğu bulunur.